3 Temmuz 2009 Cuma

Almanya Alevilerin damarlarına basıp tepkilerini kontrol ediyor

Ensest yakıştırmaları eskiye dayanıyor

Alevilerden Tatort'a protestoGeçtiğimiz Pazar günü Köln'de yaklaşık 20.000 Alevi, polisiye dizi "Tatort"u protesto etti. Aleviler ensest konusunda özellikle hassasiyet gösteriyorlar, çünkü bu konu geçmişte Alevileri aşağılamak için -bir bahane olarak- çok kullanılmıştı. Andreas Gorzewski bildiriyor. Tatort dizisine karşı onbinlerce Alevi protesto gösterilerinde bulundu. Alevi cemaati ARD kanalının özür dilemesini istiyor. Sunucu Güner Ümit 1995 yılında bir televizyon kanalında, Aleviler hakkındaki ensest yakıştırmaları ile ilgisinde çirkin bir şaka yaptığında, büyük bir protesto dalgasıyla karşı karşıya kalmıştı. Güner Ümit o kadar büyük bir öfkeye yol açmıştı ki, bunun bedelini uzunca bir süre ekranlardan uzak kalmakla ödemişti. Ümit'in, şaka yapmaya çalışırken, kadim bir iftirayı yineliyor olduğunu bilmesi gerekirdi.
Buna karşılık, "Tatort" dizisinin kadın senaryo yazarı, bu polisiye dizide Alevi bir babanın kızına tecavüz etmesi olayını tasarlarken, hassas bir noktaya dokunduğunu bilmediğini söylüyordu. Yazar, senaryo için yoğun bir araştırma yaptığını, ancak böyle bir bilgiyle karşılaşmadığını belirtiyordu.Almanya Alevi Cemaati'nin genel sekreteri Ali Ertan Toprak, "özellikle bir kamusal televizyon kanalında (ARD), yüzlerce yıllık önyargıların yeniden gündeme getirilip, kullanılması bizi dehşete düşürdü" sözleriyle öfkesini dile getiriyordu. Bir Alevi derneği de, televizyon kanalı hakkında, halkı kışkırttığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyordu. Alevi cemaati ARD kanalının özür dilemesini istiyor; şimdiye kadar özür dilemeye yanaşmayan ARD ise "sanat"ın özgürlüğüne dikkat çekiyor.
"Dinsizler"in katli vaciptir"
Aleviler, ensest yakıştırmalarını ve öteki önyargıları acılarla dolu uzun bir tarihle ilişkilendiriyorlar. Alevilerin dini cemaati, Ortaçağ'da bugün Türkiye'nin bulunduğu topraklarda ortaya çıktığından beri, Sünni Müslümanlar tarafından sürekli ayrımcılığa uğratılmış ve kanlı kovuşturmalara maruz kalmışlar. Bunun bir nedeni de, bugüne dek süren, Alevilerin Müslüman sayılıp sayılmayacakları tartışmasıdır: Gerçi Aleviler Allah'a inanırlar, İslam peygamberi Muhammed'e ve damadı Ali'ye de hürmet ederler; zaten cemaatin ismi de Hz. Ali'den gelmektedir, ancak, Sünni ya da Şii Müslümanlardan farklı olarak Aleviler, kesinlikle camiye gitmezler, Mekke'ye hac ziyareti yapmazlar ve Ramazan'da değil, yılın başka bir döneminde oruç tutarlar. (???) Başka bir deyişle: "İslam'ın beş şartı"na pek de uymazlar. 16. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'nun en yüksek rütbeli Sünni hukuk bilgini, şeyhülislam Ebussuud Efendi, Alevilerin dinsiz olduklarını ve katledilmelerinin vacip olduğunu ilan etmişti. Farklı kaynaklara göre, Türkiye nüfusunun %20'si ile %35'ini oluşturan Alevilerin teolojik olarak lanetlenmelerine, toplumsal olarak dışlanmaları da ekleniyordu; Alevilerin pis oldukları, pişirdikleri kahvenin içine tükürdükleri söyleniyordu. Ensest yakıştırması ise özellikle ağır bir suçlamaydı; buna göre Aleviler dini törenleri sırasında mumları söndürüyor ve babaların kızlarıyla yatmasına kadar varan alemler düzenliyorlardı."Ensest suçu işleyen biri" Tatort'un oyuncuları Maria Furtwängler ve Aylin Tezel tartışmalı dizinin bir sahnesinde "Bu suçlama, Avrupa'da yüzyıllar boyunca Yahudilere yöneltilen, Hıristiyan çocukları törenle öldürdükleri suçlamasıyla kıyaslanabilir", diyor Alevilerin temsilcisi Toprak.
Bu hayali suçlamanın kaynağı, Alevi erkek ve kadınlarının Cem denilen dini törenlerini uygularken, Sünniler'den farklı olarak bir arada dua etmeleri olabilir. Bu törenler sırasında saz çalınıp türkü de söylenmekte ve çok özel bir dans icra edilmektedir. Tüm bunların bir camide yapılması düşünülemez bile. Ayrıca bunlara ek olarak Alevilerin dini törenlerini, baskın korkusuyla yüzyıllar boyunca gizlilik içinde gerçekleştirmeleri de, konunun başka bir boyutu.Türkçe'deki "Kızılbaş" sözcüğü, eskiden giydikleri tipik kırmızı başlıklarla tanınan Alevileri tanımlamaktadır. Alevi düşmanlarının polemiklerinde bu söz daha sonra "ensest suçu işleyen kişi" anlamında kullanılmış.Cem törenleri artık gizli yapılmıyor. Sünni İslam'ı temsil eden bugünkü Türk Diyanet işleri, Aleviliği İslam'ın bir parçası olarak görüyor. Ne var ki Alevilerin bağımsız bir dini cemaat oluşturdukları kabul edilmiyor. Ayrıca Türklerin birçoğu eski önyargıları inatla koruyor. Daha 1990'lı yıllara kadar, Türkiye'de Alevilere yönelik saldırılar ve toplu katliamlar yapılıyordu.Ali Ertan Toprak fanatik köktendincilerin, Alevilerin çocukları cinsel açıdan istismar ettikleri yolunda iftiralarda bulunduklarını da söylüyor. Bu arka plan bilgisi de, "Tatort" dizisine gösterilen büyük tepkiye açıklık getiriyor.Aleviler Sünnilere karşıPolisiye dizide anlatılan olayın Alevileri incitmesinin bir nedeni de, dizide babasının cinsel tacizine maruz kalan kızın, özellikle Sünni İslam'a sığınması ve başını örtmesiydi. Aleviler, kendi cemaatlerinde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu vurguluyorlar ve bazen toptan bir suçlamayla, tüm Sünnilerin kadını ezdiklerini söylüyorlar."Özellikle tesettürün, genç ve dünyaya açık bir kadın için kurtuluş olarak gösterilmesi, Alevileri sinirlendirdi" diyen Toprak, Alevilerin amacının, basın ya da sanat özgürlüğünü sorgulamak olmadığını belirtiyor. Alevi Cemaatinin genel sekreteri, yine de dini duyguların bu yoldan incitilmemesi gerektiğini vurguluyor.Alevilerin protestosuna, Türk Diyanet görevlileri de destek verdi. Ankara'daki Diyanet İşleri Başkanlığı ve Almanya'daki Türk İslam Birliği (DITIB), televizyon kanalının Alevilerden ve tüm Müslümanlardan özür dilemesini istedi. Ankara'da savunulan resmi görüşe göre, Aleviler İslam'a dahil oldukları için, bu polisiye dizi tüm Müslümanları incitmişti.Toprak ise bu görüşe şiddetle karşı çıkıyor. Aleviler, Sünni İslam'ı temsil eden ve Aleviliği bağımsız bir dini cemaat olarak tanımayan bir kurumun amaçları için kullanılmak istemiyorlar.Andreas GorzewskiAlmancadan çeviren:

Mustafa Tüzel Qantara.de 2007

http://tr.qantara.de/webcom/show_article.php/_c-670/_nr-155/i.html

Not: Bu dizideki metinlerin Alman uzmanlarca görülmediğini, yönlendirilmediğini söylemek için devekuşşu olmak lazımdır. Herşey planlı programlı bir şekilde işliyor. Bir yandan Alevilerin gücünü görmeye çalışmak, bir yandan alevi inancını sarsmak. Başaramayacaklar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder